top of page

Boşanma Davasında En Sık Yapılan 3 Hata

  • Yazarın fotoğrafı: Av.Gamze Didem Öz
    Av.Gamze Didem Öz
  • 13 Mar
  • 2 dakikada okunur


Boşanma davaları, bireylerin hayatında önemli bir dönüm noktası olup, hukuki sürecin doğru yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Ancak, tarafların hukuki bilgi eksikliği veya yanlış yönlendirilmesi sonucunda bazı hatalar yapılmakta ve bu hatalar davanın seyrini olumsuz etkileyebilmektedir. İşte boşanma davalarında en sık karşılaşılan üç hata ve bunların hukuki sonuçları:


1. Delil Sunumunda Eksiklik veya Hatalar


Boşanma davalarında iddiaların ispatı büyük önem taşır. Ancak, birçok kişi delil sunumunda ciddi hatalar yapmaktadır. Bunlar arasında:

• Delil sunmamak veya yetersiz delil sunmak: Aldatma, şiddet veya diğer kusurlu davranışlar iddia edildiğinde, bunları destekleyen somut delillerin (mesaj kayıtları, tanık beyanları, fotoğraflar vb.) sunulması gereklidir. Delil yetersizliği, iddianın reddedilmesine yol açabilir.

• Hukuka aykırı delil kullanmak: Gizlice elde edilen ses kayıtları, özel hayatın gizliliğini ihlal eden görüntüler gibi hukuka aykırı deliller mahkemede dikkate alınmaz ve delil olarak sunan kişiyi de hukuki yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilir.


Yargıtay Kararı:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/3652 E., 2019/579 K. sayılı kararında, hukuka aykırı şekilde elde edilen özel yazışmaların boşanma davasında delil olarak kullanılamayacağı ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden tarafın tazminat ödemek zorunda kalabileceği hükme bağlanmıştır.


2. Anlaşmalı Boşanmada Protokol Hataları


Anlaşmalı boşanmalarda tarafların imzaladığı boşanma protokolü, mahkeme tarafından onaylanmadan önce detaylıca incelenmelidir. En sık yapılan hatalar şunlardır:

• Eksik veya belirsiz ifadeler: Mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi hususlarda net olmayan veya çelişkili ifadeler, sonradan ihtilaflara yol açabilir.

• Hukuka aykırı şartlar: Örneğin, çocuğun velayetinin maddi menfaat karşılığında devredilmesi veya bir eşin süresiz şekilde nafakadan feragat etmesi gibi durumlar, mahkeme tarafından reddedilebilir.

• Protokolün tek taraflı düzenlenmesi: Taraflardan biri, diğerinin haklarını göz ardı eden bir protokol sunarsa, mahkeme bunu adil bulmayabilir ve anlaşmalı boşanma davası reddedilebilir.


3. Duygusal Tepkilerle Yanlış Taleplerde Bulunmak


Boşanma süreci duygusal açıdan zorlayıcıdır ve taraflar bazen mantıklı düşünmeden aşırı taleplerde bulunabilmektedir.

• Aşırı yüksek tazminat veya nafaka talepleri: Hakkaniyete aykırı talepler, mahkeme tarafından reddedilebilir ve dava sürecini uzatabilir.

• Çocukların velayetini intikam aracı olarak kullanmak: Ebeveynlerden biri, diğer ebeveyni cezalandırmak amacıyla çocuğun velayetini almak için hukuki süreci kötüye kullanabilir. Ancak, mahkeme çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak velayet kararını verir.

• Karşı tarafı gereksiz yere kötülemek: Hakaret, iftira ve asılsız iddialar hem hukuki yaptırımlara neden olabilir hem de karşı tarafın açacağı manevi tazminat davasına zemin hazırlayabilir.


Sonuç


Boşanma süreci hukuki bilgi gerektiren karmaşık bir süreçtir. Yukarıda belirtilen hatalardan kaçınarak, süreci daha sağlıklı yönetmek mümkündür. Hukuka uygun delil sunumu, anlaşmalı boşanmalarda doğru protokol düzenlenmesi ve mantıklı taleplerde bulunulması, tarafların mağduriyet yaşamasını engelleyecek en önemli adımlardır. Bu nedenle, boşanma davası açmadan önce hukuki danışmanlık almak her zaman en doğru yol olacaktır.



Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.



Av. Gamze Didem Öz

Öz Hukuk & Danışmanlık

 

Comments


bottom of page